HOŞGELDİN TATLI MELEĞİM, SEN GELDİKTEN SONRA ANLADIM, ÖMRÜMCE SENİ BEKLEMİŞİM... BU SAYFA SANA İTHAF EDİLDİ, GETİRDİĞİN GÜZELLİKLERE...
28 Ekim 2009 Çarşamba
Bİİİİİ İİİİİİİ HAAAAAAPP
Artık oyun merkezlerinde daha çok zevk almaya başladı. Sıkı sıkı tutun diyorum , tutunuyor atlı karıncaya ve aslanlı tahteravalliye biniyor. Yan tarafta gördüğü havuza girmekse en büyük hayali. Yan gözle hep havuzu kolluyor, iner inmez arkasına bakmadan basamakları tırmanmaya başlıyor.
Legoları alalı 4-5 ay olmuştu. İlk aldığımız sıralarda pek ilgi göstermedi, ama artık ustalaştı. parçaları birbirine takabiliyor. En sevdiği ise ne yapılırsa yapılsın tepesine çıkmak. Pencere ve kapılardan adamları sokmakta ikinci zevki.
ANNEDE SÜT BİTTİ !!!
Ben ne yaptım tam iki ay oldu direniyorum. Çünkü insan çocuğunu biliyor, bizim problemimiz emmek değil, yemek yeme eylemi reddetmek. Gün içinde tamamen kestim , bir hafta hiç emzirmedim , sürekli sağdım ben işteyken annannesi bak anne sana süt bıraktı diye içirdi. Memeyi istememeye başlayınca da geceleri uykusunda saat kurarak kalkıp emzirdim.
Ama artık kendini de düşünme vakti geldi . Bugün 1 yıl 6 ay 2 hafta 5 günlük ve son kez emdirdim. Çünkü aylardır emziriyorum diye ne kadın doğuma ne de cildiyeye gidememiştim. Sağlık problemi iyice artınca mecbur kaldım. Artık almam gereken ilaçlar var, emzirirken kullanamayağım ilaçlar. O yüzden de; '' anne süt bitti, artık sütünü sana mööö verecek.''
23 Eylül 2009 Çarşamba
17,5 AYLIK BEREN DURU'NUN SÖZCÜK HAZİNESİ
1.Baba : Baba(m)
2.Anne : Anne(m)
3.Dede : Dede(m)
4.Annane : Annane
5.Abla : Abba
6.Dayı : Dıyı
7.Yenge : Nenne
8.Abi : Aba
9.Çiş : Çişş
10.Yiyecek : Mama
11.Gezme : Atta
12.Kıyafet : Cici
13.Ağaç : Ağaç
14.Aydede : Ayydede
15.Sıcak : Üf Üf
16.Yara : Uff
17.Aç : Aç
18.Al : Aa
19.Uyku : Nennen
20.At : Ahhhiii
21.Kedi : Miii
22.Köpek : Hav hav
23.Giy : Gi
24.Gel : Gell
25.Yedim : Hamm
27 Ağustos 2009 Perşembe
De De ...
Birkaç gündür yaptığıysa çok komik. Nasıl başladı tam hatırlamıyorum, Beren'e sorduğumuz ''kim?'' ile başlayan bütün sorulara aynı cevabı veriyor. ''Dede''. Hem de öyle cool ve tane tane söylüyorki; bizde babamla dalga geçiyoruz. Sen neler neler yapıyorsun öyle diye. Malum iyi kötü ne varsa küçük hanımın dedesi yapıyor bu aralar.
- Kim döktü bu yemeği yerlere?
- De de.
(aslında koca tabağı yere deviren kendisi)
- Kim giydirdi seni?
- De de.
(hanımefendiyi giydiren annannesi)
- Tiger'ı kim aldı sana?
- De de.
(Dayısı doğumgününde almıştı)
- Kim emzirdi seni?
- De de.
(Yuh be kızım bu kadar da olmaz, daha neler artık)
BABA'NIN DOĞUM GÜNÜ
Beren Duru'nun tatlı annesi iş çıkışı tatlı babaya pasta aldı . Eve gelene kadar arabaya binerken , arabadan inerken pastayı nasıl saklayacağını bilemedi. Yemeklerini yedikten sonra Beren Duru'yla annesi mumları yakıp pastayı beraberce salona taşıdılar babaya sürprizzzz yaptılar.-Tabi en çok Bero'ya sürpriz oldu.
Mumları birçok defa yakıp üfledikten sonra ham ham yedik. İyi ki Doğdun Babişko. İyi varsın...
16 Ağustos 2009 Pazar
BÜYÜK TERLİK SEVERİM, BÜYÜK TERLİK GİYERİM
ÇİRKİN BEBEK
Resimdeki bebek Beren Duru tarafından e-bebek mağazasından özenle seçilmiş bütün unutturma çabalarına rağmen asla elden bırakılmamıştır-kasada bile. Yanında aynısının bir de zencisini almıştı ama eline başka birşey vererek onu ekarte ettik. Şu çirkin - gören herkes aynı tepkiyi verdi- bebek bir de pahalı, kasada şok olduk. Gerçi çin malı olmamasının etkisi vardır. Bu yüzden kızımın kaliteli seçimleri olduğunu söyleyebilirim.
15 Ağustos 2009 Cumartesi
DENİZ, DENİZ, DENİZ
Denizi çok sevdi; yüzdü, kumlarla oynadı, bol bol taş topladı, dalgalara doğru koştu, annesinin kucağında yüzdü. Herbirinden ayrı ayrı zevk aldı. En çok sevdiği neydi? Taşlar...
Bütün fotoğraflarda avucunda bir tane taş, sımsıkı tutuyor, denizde bile bırakmıyordu.
Denizde 'hadi kızım yüzelim dediğimde, eller öne bacaklar arkaya yüzme pozisyonu alıyor, annesi de onu bir o tarafa bir bu tarafa yüzdürüyordu. Yüzünde gülümsemelerle herkesi hayran bıraktı kendisine. Genelde çocuklar sudan korktukları için zorla denize sokuyorlarmış, Beren Duru'yu görenler maşallah maşallah şeklinde bize baktılar.
Babasıyla genelde kumlarda vakit geçirdiler, malum anne suya bayılır baba bayıldığını iddia eder ama evviliklerinin 3 yılında da denize gitmişler, denize girdiği bir midir, iki midir bilinmez. Birlikte kumsalda koşup bol bol taş topladılar. Taşların kumlarını denizde yıkadılar.
Bir sonraki deniz tatilimizi iple çekiyoruz. Evde de küveti ve havuzu doldurup içinde oyunlar oynuyoruz. Banyo konusunda da şu ana kadar hiç zorluk çıkarmamıştı aksine canı istedikçe banyonun kapısına gidip kafasına yıkama işareti yapmaya başladı. Bunun için çok seviniyorum çünkü yüzmeyi hayatı içinde bir rutine oturtmasını çok isterim.
GEL TESKERE
Keşan'a zorlu bir yolculuk sonrası -yanlış yola girdik- ulaştıktan sonra Utku'yla buluştuk. Biraz zayıflamış tatlı bıdığım ama zaten zayıflamak istiyordu. Biraz daha gitsin diye uğraşıyor. Çok şükür rahat bir askerlik yapıyor. Askeriyenin Sosyal Tesislerinde Komutanların çocuklarına gitar ve bilgisayar kursu veriyor. Ve bugün itibariyle 33 günü kaldı(Mersinde).
Beren sabah kalkar kalkmaz kahvaltısını sorunsuz yedi. Bu bizim için çok sevindirici ve şaşırtıcıydı. Dayısına gittiğimizi söylüyorduk sürekli , dayısını çok sevdiğinden öyle davrandı herhalde. Yolculukta Beren açısından iyi geçti , araba koltuğunda uyudu, yanımıza aldığım oyuncaklarıyla oynadı.
Keşan'a varınca bir lokantaya gittik, Beroş orada da sorun çıkarmadan Dayısı ve Babasıyla oyun parkında bir kase mercimek çorbasını yedi. Bizde yemeklerimizi yeyip, kahvemizi içtikten sonra bir çay bahçesine gittik. Kızım bizimle birlikte soda içti.
Dayısıyla doğayı keşfe çıktılar...
Birlikte poz verdiler...
13 Ağustos 2009 Perşembe
UZUN ZAMAN SONRA ; İKİ NOKTA ÜST ÜSTE
Bero artık ne istediğini bilen , tuttuğunu koparan, istediğini yapıncaya kadar dur durak bilmeyen, hala çok hareketli, uyku saatleri dışında sabit duramayan, hala yemek yemeyen, çok tatlı bir melek oldu. Geçtiğimiz zaman zarfında yaptıklarımızı şöyle bir hatırlamak gerekirse;
Trene bindik ve atlı karıncaya... Ama Gözümüz hep dönme dolaptaydı. Çok binmek istedi, ağladı zırladı, sonunda tamam dedim hadi bin. Güzelce konuştum, bak hayatım salıncak çok hızlı dönecek ve sen istediğin zaman durmayacak, çok sıkı tutunman lazım kayabilirsin, vs. Gıkını çıkarmadan bindi. Emniyet kemerini taktık. Diğer çocuklarda bindi. Anne Babaları dışarıya aldılar, ben istediğimiz zaman durdurma garantisini aldım tabiki. Demirin ardından birbirimize bay bay yaptık , O da ne? Bizim Bero salya sümük ağlamaya başladı biz uzaklaşınca. Benim de canıma minnet zaten çok korkmuştum. Sarıldım kızıma sıkı sıkı gidip trene bindik.
Çok yamazız, öyle böyle değil, gerçi bir çok insan da bu tarz çocuklara çok araştırmacı ve gözlemci diyorlar. İlerleyen dönemlerde göreceğiz.Resimde kirli sepetinin içine girip, yaptığının sıradışı olduğunun farkında olarak poz veren Beren Hanım var. Evde bulunan herşey onun oyuncağı olabilir.
Hiç dikkat etmediğimiz şeyleri fark edip tekrarlıyor Beren Duru, çok şaşırıyoruz. Bir gün annannesiyle kitap okurlarken, saat 7 olmuş çocuk uyumuş demiş annanesi. Bizimki kolunda saat varmış gibi (yani şekildeki gibi) saate bakmış. Çok şaşırdık ve tesadüftür dedik çünkü o doğduğundan beri biryerine zarar veririm diye ben hiç bir takı takmıyorum velhasıl evdeki herkestte aynı. Ama farklı zamanlarda sorduk; Beren Saat kaç? Hepsinde sonuç aynı yukarıdaki görüntü. Biz sevinip güldükçe Hanımefendi şımarıklığa geçiyor. Çok tatlısın Bebeğim.
Artık takla da atıyoruz. Genellikle dedeyle yapıyorlar ama aklına geldikçe eğilip eğilip takla atmaya yelteniyor. Ortam müsaitse ne ala ama ya yukarıdaki gibiyse ?
Güzel kızım bir de güzel kolonya dağıtıyorki; her kolonya dökme seansı yarım saat sürüyor. Defalarca , tekrar tekrar döküyor da döküyor. er alma denememizde şiddetli ağlma krizine girerek şişeyi tekrar ele geçirse de annesi sonunda kapmayı beceriyor. Bu arada kolonya şişesinin kapağını da çok güzel açıp kapatabiliyor.
27 Nisan 2009 Pazartesi
23 NİSAN LAPBOOK'U
Sonrasında da Atatürk'ü tanıdık. Daha öncesinde birkaç kere bahsi geçmişti aramızda. Ama artık Atatürk'ü diğer resimlerin arasından seçip , gösterebiliyoruz. Ve onu ''mu, mu'' öpüyoruz.
26 Nisan 2009 Pazar
23 NİSAN OYUNCAK ARKADAŞIM
İkinci olarak bir cee kitabı, daha önceden başka cee kitaplarımız olduğu için hiç yabancık çekmeden okuduk kitabımızı.
Son olarak beni en mutlu eden hediyemiz;
23 Nisan Lapbook'u. Beren Duru için Lapbook fikrinin henüz erken olduğunu düşünüyordum fakat birlikte okuduğumuz zaman hiç de öyle olmadığını gördüm. Büyük bir ilgiyle takip etti, ve sayesinde kızım artık ATATÜRK'ü tanıyor. Çok mutluluk verici. Sevgili Özge'ye tekrar teşekkürler.
BEROŞ'UN DOĞUM GÜNÜ
Beren Duru beyaz dantel elbisesi , kırmızı bolerosu ve tüylü tacıyla çok şekerdi. Kameranın azizliği elimizde doğru dürüst bir resim yok malesef. en iyi bulabildiğim bu oldu. Hoş hanımefendi pek yerinde duramadığı için zaten sabit bir fotoğraf mümkün olmuyor.
İlk yaş pastamız '' 1'' rakamından oluşuyordu. Çiçekli, kelebekli, minik bir kız çocuğunun buluttan sarkan salıncağa bindiği , rengarenk bir pastaydı. Kakaolu keki, bir katında muz ve kreması diğer katında da parça çikolata ve kreması olan çok leziz kızım ilk doğum gününe yaraşır şekildeydi. Beroş pek yiyemedi tabiki, malum şeker vermiyoruz. Artı versekte öğürerek çıkarıyor tatlı şeyleri.
Mariye de kızımın doğum günü için yine boş gelmemişti. Değişik bir kek yapmıştı.Elmalı ve karanfilli. Utku'munda sivil hayatta son günü olunca bu doğum günü partisi birazda kardeşimi askere uğurlama partisi oldu. Kardeşim kısa dönem olarak Edirne-Keşan'da vatani görevini yapıp, bir an önce yanımıza dönecek. Yiğeni ve müstakbel eşiyle de hoş bir fotoğraf kanımca.
İşte benim herşeylerim. Annem... Babam... Kızım.... İnsan bu fotoğrafa bamaya bile kıyamıyor. Beren ikisinin kucağında ne kadar da huzurlu ve rahat. Canlarım benim , beni büyüttüler adam ettiler yetmedi şimdi de kızım'ı büyütüyorlar. Allah onların her istediklerini versin işallah. İstedikleri ne ama yine bizim mutluluğumuz ve rahatımız. Sizi Çok Çok Çok Seviyorum.
9 Nisan 2009 Perşembe
HAPPY 1ST BIRTHDAY
Güzeller güzeli meleğim; İyi varsın, İyi ki doğdun, İyi ki bizimlesin, İyi ki benimsin, Herşeyimsin, Birtanemsin...
Seni çok ama çok seviyorum. Can kızım.
Nice yıllara...
30 Mart 2009 Pazartesi
BU NEDİR ?
Bu gördüğünüz güzeller güzeli Beroşumun ilk resim çalışması. Sol üstte duran çiçek hariç bütün çizgiler ona ait. O çirkin çiçekse bendenize. Resmin geri kalanı ne kadar da güzel öyle değil mi ?
27 Mart 2009 Cuma
KÜÇÜK UMUT
22 Mart 2009 Pazar
11.AY KONTROLÜ
Raif Bey'e göre 2 ay önceye göre fiziksel gelişim açısından daha iyi biryerdeymişiz; Fekat, yapabildiği şeyleri göz önünde bulundurunca Beren'e hayret ediyor. Muayenehaneye yürüyerek girdiğinde şok oldu zaten... Yapabildiği hareketler 18,19 aylık çocukların yapabileceği hareketlermiş, yani ilk defa doktordan Beren'nin ileride bir şeyleri olduğunu duyduk. Bu güne kadar hep fiziksel gelişim geriliği ile uğraşırken, bize büyük moral oldu 6 ay önden gittiğini duymak. Çok Şükür... İşallah yakın bir zamanda fiziksel açıdan da yaşıtlarımızın ortalamasını yakalarız.
21 Mart 2009 Cumartesi
BEÖ-VÜCUDUMUZ
Banyodan sonra oyuncak bebeğimizi elimize aldık ve uzuvların isimlerini söyledik, sonra da Beren'in benim söylediklerimi göstermesini istedim. İşte bir kaç örnek;
- Berocum, bebeğimizin göbeği nerde?...
- ıhh , ıhh!
- Berocum, bebeğimizin gözü nerde?...
- ıhh , ıhh!
- Berocum, bebeğimizin ayağı nerde?...
- (daha fazla dayanamayacağım) HAMMMM!
AYAK-KABI
Tam yürümeden önce de ayakları rahat etsin diye evde kullanmk için bobux almıştık. Ama bunlar ince deri olduğu için giydikçe genişlediler. Ben de geçici bir çözüm buldum, içine havlu terlikleri keserek tabanlık oluşturdum. Ama yine de çok rahat kullanamadı. Evde altı tamamen kaydırmazla kaplanmış olan çorap giyiyor, en rahatı bu oldu. Bobuxlarımızı da biraz daha büyüyünce giyeceğiz artık...
4 Mart 2009 Çarşamba
BÜYÜYORUM EĞLENİYORUM ÖĞRENİYORUM-1
Beren Duru kitap okumayı çok seven bir bebek, en sevdiği kitaplarından biri de ''Pıtırcık - Şekilleri öğreniyor''. Bu kitap daire, dikdörtgen, üçgen ve oval şekillerini günlük hayattan benzetmelerle öğretiyor. Daire-yeşil bir ceviz , dikdörtgen - pembe bir pencere, üçgen - siyah çatı, oval - turuncu bir kutu. Yandaki şekillere basıldığında ise şekillerle alakalı şarkılar çalıyor. Kitabımızı yine büyük bir dikkatle okuduk, pıtırcığın pembe yanaklarını eğilip öptük, öğretmenin kolyesini bulduk(beyaz bir daire).
Sonrasında hacimli şekillerimizi ilgili yerlerden kutunun içerisine attık. Henüz tek başına yapamasa da biraz yönlendirmeyle şekiller içeri düştükçe çok mutlu oluyor. Hepsi bitince kapağını açıp kutuyu ters olarak sallayıp şekilleri aşağı döküyor. Sonra da arkasına bakmadan başka bir şeye yöneliyor. Tek başına yapamadığı için şu anda bu oyuncaktan çok zevk almıyor.
Son olarak da İlk sözcüklerim kitabımızdan şekilleri inceledik, şekillerin isimlerini söylerken pür dikkat dinliyor. Herhalde kayıtta...